Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu.
Yıldırım’ın, ATO Congresium'daki toplantıdaki değrelendirmelerden öne çıkanlar şöyle:
Milletimiz kendisi ve ülkesi için hayırlı olanın ne olduğunu her zamanki gibi bu halk oylamasında da bütün cümle aleme gösterecek.
Rahmetli Menderes attığı her adımda karşısına yine bu hayırcılar çıkmıştır. Bugün adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan Boğaziçi Köprüsü inşa edilirken yine hayır kampanyası düzenlenmiştir. Rahmetli Özal’ın da bunlardan çok çektiğini biliyoruz.
Hiçbir değer ve proje üretmeden, sadece iktidar partisinin yaptıklarına karşı çıkan bir muhalefet dünyanın hangi yerinde var.
Bu anayasa ile getirilen hükümet sistemine karşı çıkanlar, yıllar boyunca hükümeti çalıştırmamak için ellerinden geleni arkalarına koymadılar. Uzağa gitmeyelim; bu anayasa değişikliği görüşmelerinde seviyeye ne kadar aşağıya düşürdükleri görüldü.
Parlamentoya ve oradan çıkan hükümete en küçük saygısı olmayanların, parlamento sistemi aşkını gördükçe gözlerimiz yaşarıyor. Dertleri mevcut sistemi savunmak değil. Sadece yeni bir sistem önerdiğmiz için Allah’In izniyle de milletin kararına getirdiğimiz için mevcut sisteme sarıldılar.
Türkiye monarşiyle yönetilseydi, biz buna karşılık demokratik bir sistem teklif etseydik, emin olun bunların tamamı kralcı ve kraliçeci olurlardı. Cumhura, cumhurun tercihlerine saygısı olmayanların cumhuriyetçiliği de yalandan başka bir şey değildir...
"ARTIK YETER, SÖZ MİLLETİN"
2013'ten sonra, yaşanan olumsuzluklar ülkemize karşı aleni savaşa dönüştü. Süreç 15 Temmuz'a kadar geldi. Esasen Gezi olaylarının başladığı tarihe dönelim. Orada olan; Taksim'deki 8-10 ağacın yerinin değiştirilmesi değildi. Olan, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca ilk defa faizleri yüzde 4,6'ya düşürmüş, IMF ile yolunu ayırmış, dünyanın en büyük havalimanının ihalesini yapmış, dünyanın en geniş köprüsü Yavuz Sultan Selim'İn ihalesini başarıyla gerçekleştirmiş. İşte bu birilerini canını sıkmış.
Bu tariih yolculuğunu yapmamın nedeni, Türkiye yönetim sistemindeki bu radikal yol ayrımına neden geldi, onu anlatmak. Her şey güllük gülistanlık giderken 'haydi değiştirelim" denmedi. Bu noktaya, uzun bir tarihsel arka plan ve son 14 yılın acı tecrübelerinin gösterdiği çıkış yolu olarak geldi. Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmaz. Biz mevcut sisitemde defalarca ısırıldık, teşebbüslerle karşı karşıya kaldık. Artık yeter! Artık söz de karar da milletindir diyoruz.
Cumhriyet baki ama yönetim sisteminin miadı dolmuştur. Çözüm cumhurbaşkanlığı yönetim sistemidir. Türkiye'nin rejim problemi yoktur. Rejimin adı, İstiklal Savaşı'ndan sonra, cumhuriyet ilan edilerek konulmuştur. Ana muhalafet partisinin ikide bir 'rejim sorunu' var diyerek kafaları karıştırmasını anlamak mümkün değildir, millet de buna hiç itibar etmemektedir...
18 maddeyi kafanıza adınız gibi nakşedeceksinmiz. Kendimiz bilmeden millete anlatamayız, milletin kafasındaki soruları yanıtlayamayız. Muhalefet yeni sistemle getirilen değişikliklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan konuları, karalama ve yalan kampanyası şeklinde gece gündüz anlatıyor.
"BU İŞLERİN MÜSEBBİBİ CHP'DİR"
Millete doğrudan, doğruları anlatacağız. Bu sistemin ne olduğunu, katkılarını sabırla anlatacağız. Kafalardaki bütün soruları aydınlatacağız. Vatandaşlara ulaşır ve hakikatleri anlatırsak, 2007 referandumundaki sonöçları almamız zor değil. 2007'de ortaya çıkan hükümet sistemi değişikliğinin ihtiyacı olan eksiklikleri gideriyoruz; olay bundan ibaret. Bu gerçeği gölgelemek istiyorlar... Bu işlerin müsebbİbi de CHP'dir. O gün 367 itirazını yapmasaydı, belki bunlara ihtiyaç kalmazdı.
Millet diyor ki; ben onu bunu bilmem. Sandık gelir önüme, hükümeti de seçerim, Meclis'i de seçerim bakarım işine. Ben yetkiyi verdikten sonra bilmediğim, tanımadığım adamlar devreye girip benim adıma iş çevirmeyecek...
Bu kadar işle uğraştık, aynı zamanda ülkenin dört bir yanını bölünmüş yoıllarla donattık. Yolları böldük, milleti birleştirdik... Bir Türkiye'yi üç Türkiye yaptık, 14 yılda. Bütün engellere rağmen bunu yaptık. Neye rağmen yaptığımızı da anlattım; iyi tamam da hep böyle yapmak zorunda mıyız? BU hükümete nereden taciz geliyor, bunları mı takip edeceğiz. Millet, seçerim, 5 sene rahatım, sonra sandıkta icabına bakarım diyor.
Halk oylaması tarihine kadar yoğun bir program var, işimiz çok, hepimize büyük iş düşüyor. Türkiye'nin sadece bugününü değil asırlık yol haritasını belirleyecek oylamanın anahtarı, milletin elinde olacak. Ben teşkilatımza güveniyorum, sizlere güveniyorum. İnşallah, Cumhurbaşkanımızın lideliğinde Türkiye'yi yeni sistemle buluşturacağız..."